DARDANEL LOVEMARKS

Başkan Erkek gazetecilerle kahvaltıda buluştu

Gündem (Haber Bülteni) - | 10.01.2025 - 11:41, Güncelleme: 10.01.2025 - 17:05
 

Başkan Erkek gazetecilerle kahvaltıda buluştu

Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi. Başkan Erkek; basının toplumun gözü kulağı dili olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin basın özgürlüğünde karnesinin zayıf olduğunu ifade etti.
  Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlenen kahvaltı etkinliğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi. Truva Otel’de gerçekleşen etkinliğe, Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’de görev yapan yazılı, görsel, internet haber sitesi, sosyal medya haberciliği yapan, muhabir ve iş yeri temsilcileri katıldı. Günün anlamına dair konuşan Belediye Başkanı Muharrem Erkek; basının toplumun gözü kulağı dili olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin basın özgürlüğünde karnesinin zayıf olduğunu ifade etti. Başkan Erkek; konuşmasına şöyle devam etti: ‘’Çok değerli temsilcileri, basın emekçilerimiz, çalışma arkadaşlarım 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun. Anlamlı bir gün, önemli bir gün. Sizlerin de çok iyi Bildiği gibi aslında bugün basın kanunu mücadelesiyle önemli bir mücadele sonucunda basın iş kanununun yürürlüğe girmesiyle başladı ve bir bayram olarak başladı. Çalışan gazeteciler için faydalıydı. Fakat ülkemizde maalesef özellikle basın üzerinde baskılar arttı. Bugün baktığımızda tablo hiç iyi değil. Basın özgürlüğünde karnemiz çok zayıf. Uluslararası sınır tanımayan gazeteciler Dünya basın özgürlüğü tablosuna baktığımızda maalesef 180 ülke arasında 158. sıradayız.  Aslında böyle bir tabloyu hak etmiyoruz. Çok daha iyi durumda olmamız gerekiyor. Türkiye gazeteciler ve gazetecilik, hak ve özgürlükler deklarasyonunu çok önemsiyorum. Özellikle de okudum. Önemli bir deklarasyon. Umarım önümüzdeki yıllarda, önümüzdeki dönemlerde bu deklarasyonda dile getirilen birçok önemli konu hayata geçirilebilir. Milletvekilliği döneminde de bu konular üzerinde birçok çalışmaya imza attık. Medya patronluğu nasıl olmalı? Kamuyla ilişkiler nasıl olmalı? Mesela özellikle ulusal medyaya baktığımızda O medya sahipleri kamudan ihale almalı mı? Kesinlikle almamalı tabii ki. Şeffaflık, seçim dönemleri olsun, her dönemde. Yani bunlar aslında olması gereken konular. Yani bizim bunları gerçekleştirmekte çok geç kaldı düşünüyorum. Yine çok önemli bir demokrasi ayıbıdır. Çok önemli bir adalet ayıbıdır. Dünyada cezaevlerinde en çok gazetecilerin tutulduğu ülkelerden biriyiz. Dünyada, Avrupa'da, her zaman söylediğimiz bir şey var. Düşünce ve ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü. Bu ikisi güçlü değilse toplumda. Bu ikisiyle ilgili çok ciddi sorunlar varsa zaten demokratik hukuk devletinden bahsedemeyiz. Çünkü demokrasinin temeli bu iki ayak önemli düşünce ve ifade özgürlüğü ve basın mensubudur. Basının özgür olmadığı bir toplum, özgür olabilir mi? Mümkün değil. Haber alma hakkı, bilgi edinme hakkı. Ve bugün son yasal düzenlemelerle gazeteciliğin ve gazetecilere baskılar arttı. Gazeteciliğin ve haberciliğin suç olarak görülmemesi lazım. Bu asla doğru bir şey değil. Tabii ki etik kurallar önemli. Böyle yasalarla, baskılarla, gazetecileri, cezaevine atarak asla değil. Örneğin Radyo Televizyon Üst Kurulu bu mesleğinin uzmanlaşmış kişilerden oluşması gerekiyor. Siyasetçilerden değil.  Ve bir cezalandırma kurulu olmamalı. Bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı biz de işlerinde çalıştık. Ben hem bir hukukçu olarak hem bir siyasetçi olarak bunu çok önemsiyorum. Özellikle bugün 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler vesilesiyle çok da vaktinizi almadan bunları da paylaşmak istedim. Önümüzdeki dönem inşallah daha iyi noktaya gideriz diyeceğim ama maalesef daha kötü bir noktaya gidiyoruz Ülke her zaman söylediğimiz gibi basın başlı başına bir kuvvet. Hani yasama, yürütme, yargı diyoruz ve dördüncü kuvvet olarak basını koyuyoruz ya. Bu gerçekten çok mühim olan. Ve bunu hayata geçirmemiz lazım. Kuvvetler ayrılığını hayata geçirmemiz lazım. Zaten kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırırsanız yasama organının, yargı organını ve basının yürütmenin tahakkümü altına sokarsanız, orada zaten özgürlükler bitiyor. Onun için hep birlikte ifade özgürlüğü olsun, basın özgürlüğü olsun ve gazetecilerin hak ve özgürlükleri konusunda hiç çekinmeden mücadele edelim’’ dedi. Çanakkale Belediyesi’nin her yıl geleneksel hale getirdiği yılın gazetecisi ödülü gazeteci Seçkin Sağlam’a verildi.
Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek; 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü sebebiyle gazetecilerle kahvaltıda bir araya geldi. Başkan Erkek; basının toplumun gözü kulağı dili olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin basın özgürlüğünde karnesinin zayıf olduğunu ifade etti.

 

Çanakkale Belediye Başkanı Muharrem Erkek, 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü dolayısıyla düzenlenen kahvaltı etkinliğinde basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Truva Otel’de gerçekleşen etkinliğe, Belediye Başkanı Muharrem Erkek, Çanakkale’de görev yapan yazılı, görsel, internet haber sitesi, sosyal medya haberciliği yapan, muhabir ve iş yeri temsilcileri katıldı.

Günün anlamına dair konuşan Belediye Başkanı Muharrem Erkek; basının toplumun gözü kulağı dili olduğuna dikkat çekerek, Türkiye’nin basın özgürlüğünde karnesinin zayıf olduğunu ifade etti.

Başkan Erkek; konuşmasına şöyle devam etti: ‘’Çok değerli temsilcileri, basın emekçilerimiz, çalışma arkadaşlarım 10 Ocak Çalışan Gazeteciler Günü kutlu olsun. Anlamlı bir gün, önemli bir gün. Sizlerin de çok iyi Bildiği gibi aslında bugün basın kanunu mücadelesiyle önemli bir mücadele sonucunda basın iş kanununun yürürlüğe girmesiyle başladı ve bir bayram olarak başladı. Çalışan gazeteciler için faydalıydı. Fakat ülkemizde maalesef özellikle basın üzerinde baskılar arttı. Bugün baktığımızda tablo hiç iyi değil. Basın özgürlüğünde karnemiz çok zayıf. Uluslararası sınır tanımayan gazeteciler Dünya basın özgürlüğü tablosuna baktığımızda maalesef 180 ülke arasında 158. sıradayız.  Aslında böyle bir tabloyu hak etmiyoruz. Çok daha iyi durumda olmamız gerekiyor. Türkiye gazeteciler ve gazetecilik, hak ve özgürlükler deklarasyonunu çok önemsiyorum. Özellikle de okudum. Önemli bir deklarasyon. Umarım önümüzdeki yıllarda, önümüzdeki dönemlerde bu deklarasyonda dile getirilen birçok önemli konu hayata geçirilebilir. Milletvekilliği döneminde de bu konular üzerinde birçok çalışmaya imza attık. Medya patronluğu nasıl olmalı? Kamuyla ilişkiler nasıl olmalı? Mesela özellikle ulusal medyaya baktığımızda O medya sahipleri kamudan ihale almalı mı? Kesinlikle almamalı tabii ki. Şeffaflık, seçim dönemleri olsun, her dönemde. Yani bunlar aslında olması gereken konular. Yani bizim bunları gerçekleştirmekte çok geç kaldı düşünüyorum. Yine çok önemli bir demokrasi ayıbıdır. Çok önemli bir adalet ayıbıdır. Dünyada cezaevlerinde en çok gazetecilerin tutulduğu ülkelerden biriyiz. Dünyada, Avrupa'da, her zaman söylediğimiz bir şey var. Düşünce ve ifade özgürlüğü ve basın özgürlüğü. Bu ikisi güçlü değilse toplumda. Bu ikisiyle ilgili çok ciddi sorunlar varsa zaten demokratik hukuk devletinden bahsedemeyiz. Çünkü demokrasinin temeli bu iki ayak önemli düşünce ve ifade özgürlüğü ve basın mensubudur. Basının özgür olmadığı bir toplum, özgür olabilir mi? Mümkün değil. Haber alma hakkı, bilgi edinme hakkı. Ve bugün son yasal düzenlemelerle gazeteciliğin ve gazetecilere baskılar arttı. Gazeteciliğin ve haberciliğin suç olarak görülmemesi lazım. Bu asla doğru bir şey değil. Tabii ki etik kurallar önemli. Böyle yasalarla, baskılarla, gazetecileri, cezaevine atarak asla değil. Örneğin Radyo Televizyon Üst Kurulu bu mesleğinin uzmanlaşmış kişilerden oluşması gerekiyor. Siyasetçilerden değil.  Ve bir cezalandırma kurulu olmamalı. Bunlarla ilgili çok ciddi çalışmalar yapıldı biz de işlerinde çalıştık. Ben hem bir hukukçu olarak hem bir siyasetçi olarak bunu çok önemsiyorum. Özellikle bugün 10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler vesilesiyle çok da vaktinizi almadan bunları da paylaşmak istedim. Önümüzdeki dönem inşallah daha iyi noktaya gideriz diyeceğim ama maalesef daha kötü bir noktaya gidiyoruz Ülke her zaman söylediğimiz gibi basın başlı başına bir kuvvet. Hani yasama, yürütme, yargı diyoruz ve dördüncü kuvvet olarak basını koyuyoruz ya. Bu gerçekten çok mühim olan. Ve bunu hayata geçirmemiz lazım. Kuvvetler ayrılığını hayata geçirmemiz lazım. Zaten kuvvetler ayrılığını ortadan kaldırırsanız yasama organının, yargı organını ve basının yürütmenin tahakkümü altına sokarsanız, orada zaten özgürlükler bitiyor. Onun için hep birlikte ifade özgürlüğü olsun, basın özgürlüğü olsun ve gazetecilerin hak ve özgürlükleri konusunda hiç çekinmeden mücadele edelim’’ dedi.

Çanakkale Belediyesi’nin her yıl geleneksel hale getirdiği yılın gazetecisi ödülü gazeteci Seçkin Sağlam’a verildi.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tontv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.