Bizi kimler kimler kandırmadı ki!
Öcü geliyor seni yer; ekmek arkandan ağlar; doktor amcan iğne yapar; seni polis abilere veririm!
Böyle böyle büyüdük!
Öcü möcü gelmedi!
Daha çok biz ekmeğin arkasından ağladık!
Doktor amca iğne yapmadı; yaptı da o konu bambaşka; kovid movid oralara girmiyorum.
Bizi polis abilere de vermediler!
Bizi hep kandırdılar!
Büyüyünce geçer; unutursun dediler; büyüdükçe daha çok hatırladık; geçmedi de…
Sen seversen dünya güzelleşir dediler; sevdikçe ağladık; sevdikçe daha çok kandırıldık!
Mürekkep yalamayana para yok dediler, mürekkep balığına döndük, diplomalarla kandırıldık!
Ekonomi uçuyor dediler, maaşa zam olarak yansır dedik, seyyanen kandırıldık!
Yuvayı dişi kuş yapar dediler, yuva diye mezar yapmışız; bir mutlu masala inandık; kandırıldık!
Fiyat performans ürünü diye ekonomik jargonu bile yuttuk; kargo kutularından paçavralar çıktı, online kandırıldık!
Yüzümüze baka baka adınız bir terör örgütüne karışmış dediler; varımızı yoğumuzu elaleme verdik; biz ona bile inandık, kandırıldık!
Sen bana şimdi bir ver ben sana yarın on vereceğim dediler, kendi hırsımız tarafından kandırıldık!
Biz bize yalan söyleyen herkese bilerek isteyerek ve kasten inandık ve kandırıldık!
Hakikati yüzümüze vuranlara ise tarihin hiçbir döneminde inanmadık!
- O kadar ihtiyacı vardı ki inanmaya ve güvenmeye… Hiç tanımadığı birinin uzattığı şekeri korkmadan almanın masumiyetine bir de… İnancın sıcak koynunda güvenle nefes almak olduğundan tek derdi… İstese şeytana bile pabucunu ters giydirebilecekken, onun bin sözüne defaatle inanmıştı! Mükerrer bir kandırılmaydı onunki… İlk cümlede yalan olduğunu anlamış; hiç umut yokken kasten dolandırılmıştı!
- Kötü olmuş ama geçer!
- - büyüyünce di mi!