DARDANEL LOVEMARKS

Tiroit ve guatrda devrim niteliğinde tedavi yöntemi: “Radyofrekans ve mikrodalga ablasyon”

Sağlık (İHA) - | 13.08.2024 - 09:35, Güncelleme: 13.08.2024 - 09:40
 

Tiroit ve guatrda devrim niteliğinde tedavi yöntemi: “Radyofrekans ve mikrodalga ablasyon”

Tiroit ve guatrda devrim niteliğinde tedavi yöntemi: “Radyofrekans ve mikrodalga ablasyon”
Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, radyofrekans ve mikrodalga ablasyonun, tiroit nodüllerinde ve guatrda devrim niteliğinde ve bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi. Tiroit nodülleri ve guatrda radyofrekans ablasyon tedavi yöntemi, dünyada 2006 yılında başladı. Mikrodalga ablasyon yöntemi ise 2010 da başladı. Uzmanlar, bu yöntemlerin ameliyatsız, ağrısız ve işlem sonrasında hemen günlük hayata devam edebileceğiniz yeni, güvenli ve etkili, gittikçe popüler olan devrim niteliğinde yeni tedavi yöntemi olarak nitelendiriyor. Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, ameliyatsız ve ağrısız tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi. Ablasyon hakkında bilgi veren Medicana International Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “Tiroit nodüllerinde, guatr da ameliyat dışı tedaviler; mikrodalga ve radyofrekans ablasyonun tercih edildiği durumlar mevcut. Tiroit nodülleri ve guatra bağlı olarak hastalarda boğulma hissi, ağrı, yutkunma problemleri, nefes darlığı, öksürük, ses kısıklığı, boğazda yabancı cisim varlığı hissi, tiroit hormon bozukluğu (zehirli guatr) ve kozmetik sorunlara (boyunda şişlik ve yumrular) yol açan nodüllere ablasyon yapılır. Ayrıca büyüme potansiyeli olan 2 santimin üstündeki nodüllere de uygulanabilir. Kısaca zehirli (toksik nodül ve/veya toksik multinodüler) ve zehirsiz guatrı olan hastalarda uygulanabilir. Daha önce ameliyat geçirmiş ve ameliyat sonrası takiplerde guatr ya da tiroit nodülleri tekrarlayan hastalarda uygulanabilir. Düşük riskli tiroit papiller kanserlerde ve ayrıca ameliyat sonrası tekrarlamış papiller kanserde veya lenf nodu tutulumunda da uygulanabilir. Yakın zamanda yapılan çalışmalarda özellikle küçük boyutlu papiller tiroit kanserlerinde bu tedavi yönteminin güvenli ve etkili bir şekilde uygulanabileceği bildirilmiştir” dedi. “Ameliyattan korkan hastalara rahat bir tedavi seçeneği sunar” Tedavi yönteminin faydalarından bahseden Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “Paratiroit lezyonlarda mikrodalga ve radyofrekans ablasyonun ile tedavide hastaların memnuniyeti çok yüksektir. Ablasyon yönteminin açık ara avantajları vardır. Ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Ameliyattan korkan hastalara rahat bir tedavi seçeneği sunar. Ağrısız ve ciltte iz bırakmayan, ortalama 5-15 dakika süren, tedavi sonrası hemen günlük yaşamınıza geri dönülebilen konforlu bir tedavidir. İşlem lokal anestezi (cilt uyuşturularak) ile yapılır. Ablasyon sonrası ömür boyu ilaç kullanımı gerekli değildir. Ablasyonun başlayıp bitmesi oldukça hızlıdır. Hastalar evlerine ve günlük yaşamlarına 1-2 saat sonra dönerler. Tiroit nodülü, paratiroid lezyon ve düşük riskli tiroit kanserin ablasyon sonrası iyileşme oranı oldukça yüksektir. Dikiş izi, yara izi yoktur. Kozmetik açıdan (boyunda şişlik ve yumruların gerilemesi) hastalar oldukça memnun edicidir. Ameliyata göre risk ve komplikasyonlar çok daha azdır. Ameliyata kıyasla kolay ve çok konforludur. Tekrarlama halinde tekrar yapılabilir. Bu tedavi yöntemi daha sonraki ameliyat dahil diğer tedavi yöntemlerine bir engel teşkil etmez. Bu tedaviden fayda gören ve başkalarına öneren hastaların oranı yüzde 95’lerin üzerindedir. Hastaların çok memnun kaldığı bir tedavidir. Ablasyon işlemin yapılması sırasında ve sonrasında olanlar ablasyon işlem esnasında ağrı olmasın diye cilt altına ve tiroit zarı çevresine lokal anestezik (uyuşturucular) maddeler verilir. Sonra ultrason rehberliğinde ince bir iğne ile guatr, tiroit nodülü, paratiroit lezyonu (kısaca hastalıklı bölge) içerisine girilir ve yakma işlemi başlar. Yakma işlemi sırasında guatrınızda pıtır pıtır hava kabarcıkları oluşacaktır ve bunu hastalar hisseder. Hava balonlu naylonlardaki balonların patlama sesine benzer sesler duyacaksınız. Bu işlemin başarılı olduğunu gösterir. İşlem esnasında doktorunuzla konuşabilirsiniz. İşlem ortalama 5-15 dk. sürer. İşlem sonrası 2-5 gün boyunca boynunuzda karıncalanma hissi, uyuşma, şişlik, ufak mor kahverengi kanama alanları olabilir. Yutarken zorlanma, yemek yerken gerginlik ve ağrı hissi, öksürük, boyunda rahatsızlık hissi bu dönemde görülebilir. Bunlar birkaç günde azalarak kaybolacaktır. İşlemden 4 saat sonra taburcu edilip evinize gönderileceksiniz. İşlemden sonra (yaklaşık 3 saat) taburcu edilip evinize gider gitmez yemek yiyebilir ve banyo yapabilirsiniz. İşlemi takip eden ertesi gün isterseniz çalışmaya başlayabilirsiniz” diye konuştu. “Ablasyon işleminin riskleri ve komplikasyonları oldukça nadir ve ameliyata göre çok daha az” İşlem ile ameliyattaki riskleri karşılaştıran Doç. Dr. Gökosmanoğlu, “Nodülde ya da tiroit etrafında kanama, ses kısıklığı, işlem esnasında ve sonrasında 2 saat süren ses kısıklığı bazı hastalarda izlenebilmektedir. Bunun nedeni yakmaya bağlı nodüllerde ödem dediğimiz su toplama olayının olması ve zaten ses tellerine yakın nodüllerdeki ödeme bağlı bası ve anestezik maddenin etkisi olabilir. Çok nadiren bu durum 3 ay kadar sürebilir daha da nadir olarak (yüzde birin altında) kalıcı olabilir. Bulantı, tansiyon yüksekliği, nodülde parçalanma ve ağrı oluşabilir. Ablasyon işlemine bağlı komplikasyon oranı yüzde 1’in altındadır” şeklinde konuştu. “Ablasyon işlemi çok başaralı bir yöntem” Ablasyon işleminin çok başarılı ve etkin bir yöntem olduğuna dikkat çeken Gökosmanoğlu, şunları söyledi: “Ablasyon işleminden sonra ilk 3 ay içinde tiroit nodülü hacmen yaklaşık yüzde 35-60 oranında, 6-12 ay içinde ise yaklaşık yüzde 60-90 oranında küçülür. Tamamen kaybolması yıllar alabilir. Ama küçülmeye başladığı andan itibaren şikayetler ortadan kalkar. Yakılan, ablate edilen yerden kanser gelişmez. Çünkü burası gittikçe küçülür, fibrotik doku dediğimiz sert doku gelişir ve kanser gelişmesi için gerekli olan yeni damar gelişiminin olabilmesi mümkün değildir. Tiroit nodüllerinin tedavisinde ablasyon yöntemleri, ultrason görüntüleme yöntemleri eşliğinde iğne ile yapılan ameliyatsız tedaviler gittikçe popülarite kazanmaktadır. Mikrodalga ablasyon ile ameliyat teknikleri karşılaştırıldığında tiroit nodülleri, guatr ve paratiroit lezyon tedavisinde mikrodalga ablasyon işlemi başarılı ve umut verici bir etkinlik gösterdiği saygın bilim adamları tarafından ortaya kondu. Ameliyat ile karşılaştırıldığında yine mikrodalga ablasyonun daha az travma ve çok daha az komplikasyon görüldüğü bildirildi. Ablasyon demek, ilaçsız ve ameliyatsız bir hayat demektir. Ömür boyu pişmanlık yaşamamak için tiroidini koru.”
Tiroit ve guatrda devrim niteliğinde tedavi yöntemi: “Radyofrekans ve mikrodalga ablasyon”

Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, radyofrekans ve mikrodalga ablasyonun, tiroit nodüllerinde ve guatrda devrim niteliğinde ve bir tedavi yöntemi olduğunu söyledi.
Tiroit nodülleri ve guatrda radyofrekans ablasyon tedavi yöntemi, dünyada 2006 yılında başladı. Mikrodalga ablasyon yöntemi ise 2010 da başladı. Uzmanlar, bu yöntemlerin ameliyatsız, ağrısız ve işlem sonrasında hemen günlük hayata devam edebileceğiniz yeni, güvenli ve etkili, gittikçe popüler olan devrim niteliğinde yeni tedavi yöntemi olarak nitelendiriyor. Medicana Sağlık Grubu doktorlarından Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, ameliyatsız ve ağrısız tedavi yöntemleri hakkında bilgiler verdi.
Ablasyon hakkında bilgi veren Medicana International Samsun Hastanesi Endokrinoloji ve Metabolizma Hastalıkları Uzmanı Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “Tiroit nodüllerinde, guatr da ameliyat dışı tedaviler; mikrodalga ve radyofrekans ablasyonun tercih edildiği durumlar mevcut. Tiroit nodülleri ve guatra bağlı olarak hastalarda boğulma hissi, ağrı, yutkunma problemleri, nefes darlığı, öksürük, ses kısıklığı, boğazda yabancı cisim varlığı hissi, tiroit hormon bozukluğu (zehirli guatr) ve kozmetik sorunlara (boyunda şişlik ve yumrular) yol açan nodüllere ablasyon yapılır. Ayrıca büyüme potansiyeli olan 2 santimin üstündeki nodüllere de uygulanabilir. Kısaca zehirli (toksik nodül ve/veya toksik multinodüler) ve zehirsiz guatrı olan hastalarda uygulanabilir. Daha önce ameliyat geçirmiş ve ameliyat sonrası takiplerde guatr ya da tiroit nodülleri tekrarlayan hastalarda uygulanabilir. Düşük riskli tiroit papiller kanserlerde ve ayrıca ameliyat sonrası tekrarlamış papiller kanserde veya lenf nodu tutulumunda da uygulanabilir. Yakın zamanda yapılan çalışmalarda özellikle küçük boyutlu papiller tiroit kanserlerinde bu tedavi yönteminin güvenli ve etkili bir şekilde uygulanabileceği bildirilmiştir” dedi.

“Ameliyattan korkan hastalara rahat bir tedavi seçeneği sunar”
Tedavi yönteminin faydalarından bahseden Doç. Dr. Feyzi Gökosmanoğlu, “Paratiroit lezyonlarda mikrodalga ve radyofrekans ablasyonun ile tedavide hastaların memnuniyeti çok yüksektir. Ablasyon yönteminin açık ara avantajları vardır. Ameliyatsız bir tedavi yöntemidir. Ameliyattan korkan hastalara rahat bir tedavi seçeneği sunar. Ağrısız ve ciltte iz bırakmayan, ortalama 5-15 dakika süren, tedavi sonrası hemen günlük yaşamınıza geri dönülebilen konforlu bir tedavidir. İşlem lokal anestezi (cilt uyuşturularak) ile yapılır. Ablasyon sonrası ömür boyu ilaç kullanımı gerekli değildir. Ablasyonun başlayıp bitmesi oldukça hızlıdır. Hastalar evlerine ve günlük yaşamlarına 1-2 saat sonra dönerler. Tiroit nodülü, paratiroid lezyon ve düşük riskli tiroit kanserin ablasyon sonrası iyileşme oranı oldukça yüksektir. Dikiş izi, yara izi yoktur. Kozmetik açıdan (boyunda şişlik ve yumruların gerilemesi) hastalar oldukça memnun edicidir. Ameliyata göre risk ve komplikasyonlar çok daha azdır. Ameliyata kıyasla kolay ve çok konforludur. Tekrarlama halinde tekrar yapılabilir. Bu tedavi yöntemi daha sonraki ameliyat dahil diğer tedavi yöntemlerine bir engel teşkil etmez. Bu tedaviden fayda gören ve başkalarına öneren hastaların oranı yüzde 95’lerin üzerindedir. Hastaların çok memnun kaldığı bir tedavidir. Ablasyon işlemin yapılması sırasında ve sonrasında olanlar ablasyon işlem esnasında ağrı olmasın diye cilt altına ve tiroit zarı çevresine lokal anestezik (uyuşturucular) maddeler verilir. Sonra ultrason rehberliğinde ince bir iğne ile guatr, tiroit nodülü, paratiroit lezyonu (kısaca hastalıklı bölge) içerisine girilir ve yakma işlemi başlar. Yakma işlemi sırasında guatrınızda pıtır pıtır hava kabarcıkları oluşacaktır ve bunu hastalar hisseder. Hava balonlu naylonlardaki balonların patlama sesine benzer sesler duyacaksınız. Bu işlemin başarılı olduğunu gösterir. İşlem esnasında doktorunuzla konuşabilirsiniz. İşlem ortalama 5-15 dk. sürer. İşlem sonrası 2-5 gün boyunca boynunuzda karıncalanma hissi, uyuşma, şişlik, ufak mor kahverengi kanama alanları olabilir. Yutarken zorlanma, yemek yerken gerginlik ve ağrı hissi, öksürük, boyunda rahatsızlık hissi bu dönemde görülebilir. Bunlar birkaç günde azalarak kaybolacaktır. İşlemden 4 saat sonra taburcu edilip evinize gönderileceksiniz. İşlemden sonra (yaklaşık 3 saat) taburcu edilip evinize gider gitmez yemek yiyebilir ve banyo yapabilirsiniz. İşlemi takip eden ertesi gün isterseniz çalışmaya başlayabilirsiniz” diye konuştu.

“Ablasyon işleminin riskleri ve komplikasyonları oldukça nadir ve ameliyata göre çok daha az”
İşlem ile ameliyattaki riskleri karşılaştıran Doç. Dr. Gökosmanoğlu, “Nodülde ya da tiroit etrafında kanama, ses kısıklığı, işlem esnasında ve sonrasında 2 saat süren ses kısıklığı bazı hastalarda izlenebilmektedir. Bunun nedeni yakmaya bağlı nodüllerde ödem dediğimiz su toplama olayının olması ve zaten ses tellerine yakın nodüllerdeki ödeme bağlı bası ve anestezik maddenin etkisi olabilir. Çok nadiren bu durum 3 ay kadar sürebilir daha da nadir olarak (yüzde birin altında) kalıcı olabilir. Bulantı, tansiyon yüksekliği, nodülde parçalanma ve ağrı oluşabilir. Ablasyon işlemine bağlı komplikasyon oranı yüzde 1’in altındadır” şeklinde konuştu.

“Ablasyon işlemi çok başaralı bir yöntem”
Ablasyon işleminin çok başarılı ve etkin bir yöntem olduğuna dikkat çeken Gökosmanoğlu, şunları söyledi:
“Ablasyon işleminden sonra ilk 3 ay içinde tiroit nodülü hacmen yaklaşık yüzde 35-60 oranında, 6-12 ay içinde ise yaklaşık yüzde 60-90 oranında küçülür. Tamamen kaybolması yıllar alabilir. Ama küçülmeye başladığı andan itibaren şikayetler ortadan kalkar. Yakılan, ablate edilen yerden kanser gelişmez. Çünkü burası gittikçe küçülür, fibrotik doku dediğimiz sert doku gelişir ve kanser gelişmesi için gerekli olan yeni damar gelişiminin olabilmesi mümkün değildir. Tiroit nodüllerinin tedavisinde ablasyon yöntemleri, ultrason görüntüleme yöntemleri eşliğinde iğne ile yapılan ameliyatsız tedaviler gittikçe popülarite kazanmaktadır. Mikrodalga ablasyon ile ameliyat teknikleri karşılaştırıldığında tiroit nodülleri, guatr ve paratiroit lezyon tedavisinde mikrodalga ablasyon işlemi başarılı ve umut verici bir etkinlik gösterdiği saygın bilim adamları tarafından ortaya kondu. Ameliyat ile karşılaştırıldığında yine mikrodalga ablasyonun daha az travma ve çok daha az komplikasyon görüldüğü bildirildi. Ablasyon demek, ilaçsız ve ameliyatsız bir hayat demektir. Ömür boyu pişmanlık yaşamamak için tiroidini koru.”

Samsun HABERİ

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve tontv.com.tr sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.