Yeni yıla kaygısız girmek mümkün mü? Yılbaşı stresi nedir?
Uzman Psikolog Yağız Ata bir yılın sonuna doğru gelirken yeni yıl stresi’ni Ton TV’ye özel anlattı. Ata: ‘’Yılbaşı stresi dediğimiz kavram yeni yılın nasıl geçeceği yeni yılda insanları neyin beklediği ile ilgili endişelerin kaygıların arttığı bir süreçtir. Bu süreçte insanlar genellikle yeni yıldan hayalleri hedefleri beklentileri gerçekleşip gerçekleşmeyeceği ile ilgili kaygı hissederler ve bu kaygıda hayat kalitelerini düşürür. Bu süreçte yeni yıla girerken yeni yıla yeni yılın vermiş olduğu stres kaygı endişe bunlarla başa edebilmek için yeni yılla ilgili planlarını beklentilerini basitten karmaşığa doğru sıralayarak belirleyebilirler.’’ dedi.
Sıralamak gerekirse;
1-Gerçekçi planlar yapmak; İnsanların ihtiyaçlarından daha fazla beklentiye sahip olmaları amaçları doğrultusunda ilerlemesini olumsuz yönde etkilemektedir. Dolayısıyla kişinin kendi hayat gerçeklerine uyumlu planlar yapması gerekir.
2-Dileklerin somutlaştırılması; örneğin; ayda 20 kilo vereceğim anlamlı bir hedef değildir. 20 kilo verildiği zaman tekrar başa dönebilir. Bunun yerine amacın güçlü ve anlamlı olması gerekir. Neden kilo vermek istediğimizi sorgulamamız gerekir. Neden kilo vermek istediğinize dair on tane amaç yazabilirsiniz.
3-Strateji belirlemek; Planlama yapmamak, başarısızlığa plan yapmaktır. Yemek yapacaksak bir yemek tarifine ihtiyacımız var. Bunların göz ardı edilmesi, rotasız bir geminin seyahatine benzer.
4-Öğrenilmiş umutsuzluk; Geçmiş yıllarda gerçekleşmeyen dileklerin bu yılda olmayacağı inancıdır. Kişiler 'yaptım olmuyor, o halde umut etmenin anlamı yok', 'denedim yenildim' gibi ifadelerde bulunuyorlar. Halbuki denedim yenildim yerine yenildikçe deneyen insanlar olmalıyız. Halbuki yenilmekte öğrenilecek çok şey vardır.
5-Ertelemek; Yapılacak eylemleri ertelemek. Baba olmaya hazır değilim, anne olmaya hazır değilim, bunu yapmaya hazır değilim gibi kişiler erteleme ifadeleri kullanabiliyorlar. O halde nasıl hazır olduğunuzu anlamalısınız? Yani başlamakta zorlanıyoruz. Bir şeyi bitirmek ve mesafe almak için ilk adım 'başlamaktır'.
Diğer bir sorun ise motivasyonu arttırmamaktır. Bir şeyleri yaparken adım attığımızda, adım attığımız mesafenin tadını çıkartmyoruz. Genelde geleceğe yönelik düşündüğümüz için bunun çok fazla anlamı olmuyor. Ya da 'yaptım daha önce denedim olmuyor'. Burada şunu hatırlamalıyız: Bebekler emeklemekten yürümeye geçerken ortalama 200-250 kere yere düşüyorlar. Bu ne demek oluyor? Her yere düşüş ayağa kalkmak için bir neden oluyor. Her yenilgi öğrenmek için bir neden oluyor. Her başarısızlık başarıya giden bir yolda öğrenmedir. Başarısızlığı yolculuğun kendisi değil, ara duraklar olarak görmek gerekir. Şimdi de kalmalıyız. Şunu sormalıyız; şimdi ben bu amaca, bu hedefi gerçekleştirmek için şuanda ne yapabilirim? İngilizcede şimdi kelimesinin karşılığı present demektir. Present ingilizce anlam olarak aynı zamanda hediye demektir. Aynı zamanda size verilen bir hediye demektir. Şuan çok önemli, dün bugünü bugünde yarını belirleyecektir. O halde şimdi bir şeyler yapma zamanıdır. Yarınlı bir gün koymayalım bugünde başlayalım. Değerlerle taçlandırdığınız yeni yılınız olsun.