Tarihi, mezar taşlarından okudu
Bilecik'e 10 kilometre uzaklıktaki Küplü köyünde Sultan 2. Abdülhamid döneminde Bağdat'a kadar uzatılan demir yolu hattının yapımı için gelen yabancı mühendis ve işçilerin de yaşadığını, köyün kent görünümünde bir yerleşim bölgesi olduğunu tespit etti
BŞEÜ İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Refik Arıkan:
"Mezar taşlarını ilginç kılan hususlardan biri de özellikle 18'inci yüzyıla ait olan mezar taşlarının önemli bir kısmının 'yeniçeri' başlıklı olmasıdır"
Bilecik Şeyh Edebali Üniversitesinden (BŞEÜ) akademisyenler, Osmanlı döneminde ipekçiliğin merkezlerinden olan Bilecik'e bağlı Küplü köyündeki mezar taşlarını ve eski kaynakları inceleyerek bölgenin tarihine ilişkin önemli bilgilere ulaştı.
Tarih boyunca Hititler, Frigler, Roma, Doğu Roma (Bizans) ve Osmanlı gibi birçok medeniyete ev sahipliği yapan, antik çağlarda Bitinya olarak bilinen bölgede yer alan Bilecik'in Küplü köyü, il merkezine 10 kilometre uzaklıkta yer alıyor.
Farklı milliyet ve dini hassasiyetlere sahip toplumların asırlarca birlikte yaşadığı Küplü, hem yol üstü konumu hem de zengin ekonomik faaliyetleriyle önemli bir yerleşim yeri olarak biliniyor.
Osmanlı döneminde gayrimüslim nüfusun yoğun yaşadığı, 19'uncu yüzyılda idari olarak çevresindeki 14 köyün bağlı olduğu Küplü, 1924'teki mübadele sonrası tamamen Müslümanların yerleşim bölgesi haline geldi.
Sosyal ve ekonomik olarak Osmanlı zamanında kervanların durak noktası da olan Küplü'de ipek fabrikalarının yanı sıra han, hamam, cami, kilise ve mektep bulunuyor.
Küplü köyündeki Osmanlı mezar taşları ve kitabeler, tarihi mirasın içinde önemli bir yer tutuyor.
BŞEÜ akademisyenleri, taşların işlemeleri, yazı form ve stilleri, başlıklardaki bilgiler ışığında yürüttükleri saha çalışmasında, "yeniçeri", "seyit", "hacı" ve "molla" olmak üzere 117 mezarın yanında 6 Rum mezarı tespit etti.
İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Doç. Dr. Refik Arıkan, AA muhabirine, Küplü köyünün bölgedeki en önemli yerleşim alanlarından olduğunu söyledi.
Sultan 2. Abdülhamid döneminde Bağdat'a kadar uzatılan demir yolu hattının inşası için gelen gayrimüslim mühendis ve işçilerin de yaşadığı köyün o yıllarda otel, kafe ve restoranlarıyla "Avrupai kent" görünümünde olduğunu belirten Arıkan, "Mühendis ve işçilerin gelmesiyle, konaklama alanlarının ve ticaretin artmasıyla Küplü köyünü o dönemde anlatan hatıratlarda 'Paris' gibi bir havasının olduğundan bahsediliyor. Küplü köyü geçmişten günümüze ipek böcekçiliğinin önemli merkezlerinden biridir aynı zamanda. Osmanlı döneminde Bursa ile iki şehirden biri Bilecik'teki Küplü köyü 8 ipek fabrikasıyla o yıllarda gerçekten bir köyden ziyade önemli bir yerleşim birimi olarak dikkati çeker." diye konuştu.
"Rumlar ve Türkler beraber yüzyıllarca hoşgörü içinde yaşadı"