Çocukların büyümemesi hastalık habercisi olabilir
Acıbadem Kayseri Hastanesi Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Başak Tanır, çocuğun sağlık durumunu anlamanın en iyi yolunun büyümesini ölçmek olduğunu vurguladı. Büyüme ve gelişmenin genellikle bir arada kullanılan kelimeler olduğunu belirten Dr. Tanır büyümenin, vücut hacmi ve kütlesinin artması anlamını taşıdığını ve boy, ağırlık, baş çevresi gibi vücut ölçümleriyle belirlendiğini söyledi. Bu ölçümlerin, sağlıklı çocukların ölçülmesiyle hazırlanan standart büyüme eğrileri ile karşılaştırıldığını anlatan Dr. Tanır sapmaların erken tespit edilerek gerekli önlemlerin alınmasını sağladığını ifade etti.
“Anne karnından ergenliğe kadar devam eder”
Gelişmenin ise hücre ve dokuların yapı ve bileşimindeki değişiklikler sonucunda meydana gelen olgunlaşma, hücrelerin ve dokuların işlevsellik kazanması ile mental, motor fonksiyon olarak dil gelişimi ve sosyal bilgiler artışı olduğunu dile getiren Dr. Tanır büyüme ve gelişmenin anne karnında başladığını ve ergenlik dönemi sonuna kadar devam ettiğini belirtti. Büyümenin izlenmesinin, çocuğun hastalık durumunun erken tanı almasında, beslenmenin değerlendirilmesinde, büyümede meydana gelen duraksama ya da yavaşlamaların erken dönemde tespit edilmesinde önemli bir yere sahip olduğunun altını çizen Dr. Tanır, “Genetik faktörler, hormonlar, cinsiyet, beslenme, metabolik ve kronik hastalıklar, çeşitli enfeksiyonlar ve psikososyal sorunlar büyüme ve gelişmeyi etkilemektedir. Pek çok hastalığın ilk belirtisi büyüme ve gelişmenin duraklamasıdır. Bu nedenle Sağlık Bakanlığı ‘Erken Çocukluk Gelişimi ve Büyümenin İzlenmesi Programı’ yürütmektedir. Büyümenin İzlenmesi Programı’nın amacı sağlam, hasta çocuk ayrımı yapmadan tüm çocukların hangi ortamlarda, nasıl bir beslenme uygulanarak büyüdüklerini, kilolarını, boylarını ölçerek sağlıklı bir gelişim gösterip göstermediklerinin tespit edilmesi ve erken tanı konularak girişimlerde bulunulmasıdır” diye konuştu.
“Anne sütü almayan bebekler daha dikkatle izlenmeli”
Bebeklerde hastalıktan korunmanın en güvenilir yolunun aşı takvimine uymak olduğunu vurgulayan Dr. Tanır çocukların boy ve ağırlık ölçümlerinin, büyüme ve gelişmenin, beslenme durumunun belirlenmesinde önemli birer ölçüm olduğunu; özellikle anne sütü almayan, düşük doğum ağırlıklı, ikiz eşi ya da ailenin çok sayıda çocuğundan biri olan, doğumdan sonraki ilk bir yıl içinde kardeş ölümü bulunan bebekler gibi bazı risk etmenlerini taşıyan çocukların çok dikkatle izlenmesi gerektiğini söyledi. Doğumdan sonra ilk günlerden itibaren bebek ile ilgili dikkat edilmesi gereken hususlar olduğunun altını çizen Dr. Tanır, “Halk arasında bilinen ismiyle topuk kadın, işitme, görme, kalça displazisi gibi doğumdan sonra tarama ve aşılar mutlaka yaptırılmalıdır. Bebeklerde sık görülen bazı hastalıklardan korunmanın en güvenilir, en kolay yolu onları düzenli aralıklarla ve aşı takvimine uygun aşılatmaktır. Bebeğin beslenmesi ilk 6 ay anne sütü, 2 yaşına kadar uygun ek gıdalar ile anne sütüne devam edilerek yapılması, bir sorun yaşandığında aile hekimine müracaat edilmesi gerekir. Bebek ölçüm, izlemleri düzenli olarak yaptırılmalıdır” ifadelerini kullandı.
“İlk 6 ay su bile vermeden emzirin”
Ebeveynlerin büyüme gelişmeyi takip ederek hekime yardımcı olmasının problemlerin çözülmesine de yardımcı olacağını söyleyen Dr. Tanır, “Anne ve babaların bilinçli olarak çocuklarının büyüme ve gelişmelerini yakından takip etmesi ve aile hekimi ile işbirliği içinde olması, oluşabilecek problemlerin önüne geçilmesinde yardımcı olacaktır. Bebeğin tüm biyolojik ihtiyaçları için en iyi ve eksiksiz besin anne sütüdür. Bebeğin sağlıklı gelişmesini ve büyümesini ve hastalıklardan korunmasını sağlar. Doğumdan sonraki ilk günler bebeğiniz, günün büyük bölümünü uyuyarak geçirir. Emme ve yutma reflekslerine sahiptir. Lohusalık döneminin ilk yarım saatinde bebekle annenin bedensel teması sağlanarak, mutlaka ilk ağız sütü verilmelidir. Bebeğe 6. ayın bitimine kadar anne sütünden başka hiçbir gıda, su dâhil verilmeden emzirme 2 yaşına kadar sürdürülmelidir. Çocuğunuzun büyüme ve gelişmesi 0-4 yaş arası oldukça hızlıdır” dedi.
Dr. Tanır, çocuğun 1 yaşına girdiğinde kendi başına yemek yiyebilmesi gerektiğini, kendi eliyle yemesinin, nörolojik gelişimi ve küçük motor hareketlerinin hızlı gelişebilmesi için önem arz ettiğini dile getirdi.