Ağaç süslemek Hristiyan adeti mi Türk geleneği mi?
Konu hakkında İnstagram hesabındanbir bir de minyatür fotoğrafı paylaşan Tarihçi, yazar Sinan Meydan"Osmanlı'da özellikle saray düğünlerinde bal mumundan yapılarak gelinin veya sünnet çocuğunun önünde götürülen süslü ağaçlar vardır. Bunlara "nahil" denir.Arapça "nahl" sözcüğü “hurma ağacı” anlamına gelir. Düğün sahibinin maddî gücünü ve toplumdaki yerini gösteren bir simge olarak kullanılmıştı.Ağaç süsleme geleneği Anadolu'da Hıristiyanlık ve İslamiyet öncesi döneme uzanır. Hititlerde ve Friglerde taşınan nahiller erkeklik gücünü simgelerdi.Nahiller genelde servi ağacı biçiminde yapılıyordu. Dallarına mumlar, süsler ve mulajlar takılmıştı. İskeleti kavak ağacı gövdesinden yapılır, süslerin asılabilmesi için yukarıdan aşağıya doğru uzunlukları giderek artan dallar takılırdı. Nahilin her katında üstleri altın ya da gümüş yaldızla parlatılmış toplar vardı.Osmanlı'da sünnet veya gelin alayı önünde ve yanlarında taşınan nahiller çeşitli büyüklüktedir. Alayın önünde götürülen nahillerin yüksekliği 9 ile 25 metre arasında değişir.Osmanlı'da büyük nahilleri sokaklardan geçirmek için bazı evlerin cumbaları, saçakları, hatta çok defa da evler yıktırılmıştır. Örneğin I. Ahmed’in 1612’deki çifte düğün şenliğinde otuz kadar ev yıktırılmıştır. Sultan İbrâhim’in dört yaşındaki kızı Fatma Sultan’ın Fazlı Paşa’ya nikâhlanması dolayısıyla düzenlenen 1056 (1646) şenliğinde sokaklarda saçaklar, balkonlar yıktırılarak sokak genişletilmişti.Nahillerin gümüşten ve değerli taşlardan yapılanları da vardı. Kanûnî Sultan Süleyman’ın kız kardeşi Hatice Sultan’ın Makbul İbrâhim Paşa ile evlenmesi dolayısıyla 1524’te düzenlenen şenlikte nahillerden birinin 60.000, diğerinin 40.000 parçadan oluştuğu söylenmektedir. Bunlar değerli taşlarla yapılmış anka gibi kuşlarla süslenmiştir. Üzerlerinde altın kaplanmış bal mumu toplar, büyük parçalar halinde turkuazlar ve yüzlerce inci vardı. Bu nahillerden bir tanesinin değeri 40-50.000 altın dükaydı. İki gümüş nahil için iki köşk parası olan 50.000 kuruş ödeniyordu. Gümüş nahillerin bazılarının tepesinde birer büyük mum yanardı." (Kaynak: Özdemir Nutku, "Nahil", TDV İslam Ansiklopedisi,cilt: 32; s.300. Görsel: Surname-i Vehbi'den Levni'nin çizdiği bir nahl.)