50'ye yakın engelli ve sahipsiz kediye yuva oldu

Müslüman İngiliz hayvansever Elizabeth Morris'in 3 yıl önce Arnavutköy'de satın aldığı müstakil ev, 50'ye yakın engelli ve sahipsiz kediye yuva oldu, İstanbul'da turist vizesiyle kaldığı sürede hayvanlara "anne şefkatiyle" bakan Morris'in şehirde bulunmadığı zamanlarda bakım işini komşuları üstleniyor.

Morris, hayvan sevgisiyle dolu ömründe yüzlerce engelli, yaralı ve sahipsiz kedi, köpek ve hayvana yardım eli uzattı.

Londra ve New York'ta sokak hayvanları ve evsizlerle ilgili birçok yardım kuruluşunda çalışan Morris, bu süreçte İstanbul'u da ziyaret etme fırsatı buldu.

Ziyaretlerini "Türkiye'ye aşık oldum." diyerek özetleyen Morris, özellikle engelli kedilerin hayatına dokunacak bir projeye imza atmak için kolları sıvadı.

Arnavutköy'de satın aldığı müstakil ev engelli ve hasta kedilere yuva olan Morris, 3 yıldır aralıklarla geldiği konutunda 50'ye yakın kediye anne şefkatiyle bakıyor.

Morris'in hayvansever komşuları da onun yokluğunda gece gündüz kedilerle ilgilenerek bu sıcak yuvanın devamlılığını sağlıyor.

- "Bu bebekleri emzirmek için bütün gece ayaktayız"

Morris, engelli kedilere ve hayvanlara adadığı ömrünü AA muhabirine anlattı.

Hayatındaki en önemli şeyin hayvanlar olduğunu belirten Morris, "Hayatım boyunca hayvanları sevdim ve onlar için bir şeyler yapmaya çalıştım. New York'ta harika bir şirkette, hayır kurumunda çalıştım. Hem insanların hem hayvanların hayatını kurtarmaya uğraştım." dedi.

Morris'in bu süreçteki İstanbul ziyaretleri hayatında bir dönüm noktası oldu.

Türkiye ziyaretinin kendisini çok etkilediğini vurgulayan Morris, "Buraya geldiğimde Türkiye'ye aşık oldum çünkü burası muhteşemdi. Hayvanlar, insanlar, yemekler, tüm kültürel şeyler beni büyüledi. Bu kadarını da beklemiyordum. Sonrasında burada bir ev almaya karar verdim." ifadelerini kullandı.

Morris, İstanbul'da kediler için yuva kurmaya karar verdiğini ve Arnavutköy'de müstakil ev satın aldığını anlatarak, şöyle devam etti:

"Ben bir şehir kadınıyım ve her zaman şehirlerde yaşadım. Londra ve New York'ta. Kırsal bir alanda yaşamak benim için zor, özellikle Türkçe konuşamadığım için ama bunu başardım. Harika bir şey. Burada hayvanların kurtarılabileceği ve onlara bir hayat verebileceğimiz, onları rehabilite edebileceğimiz, iyileşmelerine yardımcı olabileceğimiz bir evimiz oldu. Apartman dairesi satın alsam bu kadar hayvanla ne yapabilirdim ki? O yüzden müstakil bir ev aldım."

Morris, Türk vatandaşlığı alıp kedilerle sürekli ilgilenebilmenin hayalini kurduğunu söyledi.

- "Kedilerin acılarını izlemek tarifsiz bir acı"

Gözyaşları içinde engelli kedilerle ilgilenmenin zorluklarına değinen Morris, "Tarifsiz bir acı. Geceler boyu burada oturuyoruz, bu bebekleri emzirirken bütün gece ayaktayız. Bu bebeklerin acı çekmelerini ve ölmelerini izlemek zorunda kalıyorum hak ettikleri ilgi ve bakımı göremedikleri için." diye konuştu.

Morris, birçok tanıdığının "Hayvanları bırak git. Ne yapıyorsun orada?" dediğini anlatarak, onlara "Hayvanlar benim hayatım. Onlar benim hayatım." şeklinde yanıt verdiğini dile getirdi.

Kedilerin çok fazla masrafının bulunduğunu ve maddi olarak da giderek zorlandıklarını kaydeden Morris, "Biliyorsunuz, çok çalışıyoruz, bunalmış durumdayız, paramız yok, borcumuz var. Biliyorsunuz, çalışıyorum ve kazandığım para hayvanlara geri dönüyor." şeklinde konuştu.

- "Müslüman olduktan sonra daha duyarlı, bilinçli ve sabırlıyım"

Morris, Müslüman olduktan sonra değişen yaşamına ilişkin şunları dile getirdi:

"Müslüman olmadan önce her zaman hayvanlara ve insanlara yardım etmek konusunda çok tutkuluydum ama bu kadar değil. Şimdi onların fiziksel acılarını hissediyorum. Onların acısı benim acım, şefkati ve sevgiyi hissediyorum. Farkındalığım çok daha arttı ve her şeye karşı çok daha duyarlıyım. Daha bilinçli, daha sabırlı ve diğer insanların nasıl olduklarına ve nasıl hissettiklerine karşı daha anlayışlıyım."

- "Elizabeth'in bir kedi için yapamayacağı bir şey yok, tüm zorlukları aşar"

Elizabeth'in İstanbul'da olmadığı zamanlarda kedilerle ilgilenen komşusu Şaziye Çetinkaya, şunları söyledi:

"Elizabeth Hanım, gerçekten çok duygusal, çok hayvansever. Bir kedi için elinden gelen her şeyi yapar, yapamayacağı hiçbir şey yoktur. Bütün zorlukları aşar yani bir hasta kedi olsun, özellikle çok engelli kedi tedavi ettirdi. Görme engelli olsun, felç kalmış olsun, kediler için çok çabalıyor. Gerçekten hayvansever. Evini de satın aldı, tapulu çok şükür. Bir şekilde burada kendine bir yuva kurdu ama inşallah en kısa zamanda da temelli Türkiye'ye gelmesini diliyorum."

Kedilerle ilgilenen komşulardan Semra Doğan da "Elizabeth'i 1,5 yıldır tanıyorum. Kendisi çok iyi bir insan, hayvansever. Herkese çok destek oluyor, hayvanlara özellikle çok destek oluyor. Çok duygusal. Tüm maddi manevi her şeyini kedilere harcıyor." dedi.